29 Ekim 1973’ün hazırlık günleri… Cumhuriyetimizin 50. yıldönümü…
Kardemir ve Karabük büyük bir heyecan içinde… Yenişehir’de bulunan tepenin üstünde kamyonlar, damperli araçlar gelip gitmeye başladı. Dolu geliyor boş gidiyorlardı. O tepe hızla curuf ve toprakla dolduruldu.

Bir başka heyecan da Demir Çelik Fabrikaları’nda yaşanıyordu.

Karabük, var oluşunu borçlu olduğu Cumhuriyetine tüm gücüyle sahip çıkıyordu. Ve onu en iyi şekilde karşılamak için hazırlanıyordu.

Demir Çelik’teki hazırlığı ve çalışmaları o ekibin baçında bulunan Y.Mim. Yavuz İNCE’den dinleyelim. Mimar Yavuz Ince Hürriyet VE BRTV’de yayınlanan mektubunda da şunları ifade etti;

“Cumhuriyetin 50. yılı nedeniyle yapılan Çelikyapı anıt Karabük Demir ve çelik fabrikalarının Atatürk’e olan saygılarını göstermek için, mühendis, mimar ve işçilerin emeği ile ortaya çıkarılmış, çevre düzenlemesi dahil, bir ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirilmiştir.
 Proje çalışmaları, Proje Konstrüksiyon Müdürlüğü’nce gerçeklestirilen anıtın mimari projesini de ben yapmıştım.
Devletin üç temel unsuru olan YASAMA , YÜRÜTME VE YARGI’nın simgeleştirildiği  üç direğe oturan Atatürk devrimlerini ifade eden yarım daire şeklindeki çelik panonun ortasında 2 m yüksekliğinde bir Atatürk maskı bulunmaktaydı. Bu anıtı şantiye şefi olarak ben yapmıştım. Rahmetli Kaymakam Mustafa Yeni her gün gelir ve sorardı: yetişecek mi Yavuz Bey!  Çünkü inşaat süresi bir aydı.  İşçileri teşvik etmek için yöntemler geliştiriyordum. Bir yandan da çelik konstrüksiyon atölyesindeki imalatı da izlemek gerekiyordu. Üç gün önce bitirdik.
Cumhuriyet Bayramı’nda anıtın açılışı yapıldı. Gece de ışık, müzik gösterisi yaptık.
 Bu anıtı sorumsuzca Atatürk’e, devrimlerine ve Karabük halkına ve de Mimarlık eserlerine, mimarına sormadan yıkmak saygısızlıktır”
 
Evet, Y.Mimar Yavuz INCE bu Anıtın yıkılışı nedeniyle çok üzgündü. Hem kendi eserinin yok edilmesinden hem de cumhuriyetin kentimizdeki sembolü haline gelmiş bir anıtının yok olmasından… En az ben de O’nun kadar üzgünüm. Neyse, bunu da kabullendi kentimizin aydınları…Buna da ses çıkarmadı, demokratik güçleri… Suskun kaldı Atatürkçüleri, cumhuriyetçileri…
Bırakınız otuz-kırk yılı, yirmi yıl öncesi olsaydı o Anıtı yıkan iş makinelerinin önüne yatmakta bir dakika bile tereddüt etmezdim.
Ama ne yaşımız ne de bu kalp ağrısı izin vermedi…
Şimdi sadece değerlerimize sahip çıkmasını umduğum belediye başkanımız Sayın Rafet Vergili’ye çağrı yapabiliyorum. Umarım duyar.
 
BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NA,
KARABÜK
 
29 Ekim 1973 tarihinde Cumhuriyet kenti Karabük, varlığının nedeni olan Cumhuriyetimize ve onu kuran Yüce Atatürk’e layık bir yapıta kavuşmanın onur vr gururunu yaşıyordu.
 
O, Yenişehir’e yapılan Atatürk Anıtı’ydı…
 
O Anıt sadece kentimizde ve bölgemizde değil ulusal boyutta da büyük bir yankı uyandırmıştı.
 
Anıt’ın yapıldığı yer bir yamaçtı. Orası önce curufla daha sonra da toprakla Demir Çelik işçileri tarafından doldurularak bir alan yaratılmıştı.
          
Cumhuriyetin 50.yılı nedeniyle yapılan çelik yapı anıt Karabük Demir ve çelik fabrikalarının Atatürk’e olan saygılarını göstermek için, mühendis, mimar ve isçilerin emeği ile ortaya çıkarılmış, çevre düzenlemesi dahil, bir ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirilmiştir.
         
Bu Anıt, üstünde ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı, Devletimizin üç temel unsuru olan YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI’yı temsil ediyordu.
         
Bu üç ana direğe oturan yarım ay şeklindeki çelik-beton gövde ise ATATÜRK DEVRİMLERİ’nin simgesiydi.
 
Bu çelik panonun üstünde 2 metre yüksekliğinde bir Atatürk maskı bulunuyordu. Bu mask pirinçtendi ve Demir Çelik İşletmeleri’nin sanatçı iki ustası tarafından dövülerek yapılmış ve oraya yerleştirilmişti.
 
 Karabük’ün simgesi haline gelen bu Anıt, Cumhuriyetimizin 85.yılı içinde, bilemediğimiz düşünce ve duygularla  yerinden sökülerek yok edilmiştir. Ancak bu yok ediş sadece şeklen olmuş ancak halkımızın yüreğinden sökülüp alınamamıştır. Alınamayacaktır da…
 
Sayın Başkan ve Belediye Meclisi Üyeleri;
Kent Konseyi’nin oybirliğiyle aldığı bu karar doğrultusunda bu konuyu tekrar gündeme alacağınıza inanıyoruz. Zira daha önceki bir açıklamanızda böylesi bir öneri geldiğinde yerine getireceğinizi açıklamıştınız.
 
Ulusal bağımsızlığımızı sağlayarak modern dünya içinde yerimizi almayı sağlayan ve 13 hanelik bir köyden bir Cumhuriyet kenti yaratan yüce Atatürk’e olan saygımızı ve minnet duygumuzu gösterebilmek için bu Anıt’ın tekrar yerine konulmasını istiyor ve bu isteğimizi sizin de tüm kalbinizle isteyerek yerine getireceğiniz inancımızla saygılar sunuyoruz.